Yıllar sonra, peki yine eskisi gibi mi?


Geri dönüşleri, yeniden bir araya gelişleri, tekrar deneyişleri seviyor müzik dünyası. Peki bir müziksever olarak biz geri dönüşlerimizde aradığımızı bulabiliyor muyuz? Yine eskisi gibi mi uzun bir aradan sonra dinlediğimiz şarkı, albüm, sanatçı?

Nostaljik olmadan, ticari manalarda, pazarlama stratejilerinde kullanıla kullanıla antipati dağlarının zirvesine oturmuş nostalji dünyasına bulaşmadan yıllar sonra tekrar buluşmak mümkün mü sevdiğimiz şeylerle? 
Buluştuğumuzda neler bulacağız, her şey yine eskisi gibi olacak mı? 
Aynı suda iki kere yıkanılmayan, fakat ne hikmetse küveti doldurmak suretiyle gayet de aynı suda saatler geçirilebilen dünyamızda bizi ne gibi tehlikeler beklemektedir?

Eskisinin yerinde yeller esiyor devrinde, eskisinin yerine otoparkı da olan yeni bir tane yaptık bak ne güzel sloganı altında mağduriyeti ve rahatsızlığı ortak paydasında birleşmiş ‘eskisi de güzeldi be’ derneği müdavimlerine her şey zor. 
Bu cümle de zor bir cümle oldu, tekrar okumak isteyenler için bir anlığına ‘pause’ tuşuna basalım. Tamam mıyız? O zaman devam.


Bir film, bir kitap, bir albüm, bir şarkı... 
Aniden beliriveriyorlar sosyal medya üzerinden, bir vesileyle. 
O kitabı okumuştunuz değil mi? Ben de okumuştum. Fakat nereden baksanız 25 sene olmuş okuyalı. Şimdi gündem oldu, iyi halt etti. Hatırlıyorum desem yalan olur, hatırlamıyorum desem okur kimliğime hakaret. Tekrar okumalı. Peki tekrar okumaya oldu ya vakit bulabildik, 25 yıl geçmiş üzerimizden ejder kanatlarıyla, kitap aynı da biz aynı değiliz.

Aynı örneği hemen filmlere uygulayalım: Film aynı da biz aynı değiliz. Dünya aynı değil. Bir kere biz büyüdük ve biliyorsunuz ki kirlendi dünya. Belki bir albümde? Ya da bir şarkıda? Yine eskisi gibi hissedebilir miyiz? Eskiden hissettiğimiz iyi miydi de şimdi bir tekrarını, yeniden yapımını yaşamak istiyoruz? Ne kadar çok soru. Boğulmak işten bile değil.

Tracy Chapman, TRT’den başka seçeneğimiz henüz olmadığı günlerde tanıştığımız isimlerdendi. 
Tanita Tikaram, Suzanne Vega derken bir dizi eli gitar tutan, kendi şarkılarını besteleyen kadın müzisyen dinlemiştik o birkaç sene içinde. 1988 Tracy Chapman’ın yılıydı.


Sonrasındaysa o albümler yapmaya devam ettiyse de biz (çuvaldızlar hazırdır umarım) onu pek dinlemedik. 1995’te “Give One Reason”la güzel bir hit yakalamıştı. Lakin “Fast Car”, “Talkin’ ‘bout a Revolution”, “Baby, Can I Hold You?” ihtiva eden o ilk albümü geçmişte kalmıştı.

Ta ki, ta ki dememiz gerekiyor bu nokta da, ta ki geçen sene country şarkıcısı Luke Combs “Fast Car”ı cover’layana dek. Şarkı ‘yıllar sonra, yine eskisi gibi’ hit oldu. Luke Combs’un sesinden yılın country şarkısı ödülünü aldı. Tracy Chapman bu ödülü alan ilk siyahi kadın sanatçı oldu.

Bu sene başında Grammy Ödülleri sahiplerini bulurken, törende Luke Combs ile sahne aldı Tracy Chapman. Yıllar sonra, fakat yine eskisi gibi elinde gitarı, örgülü saçları ile. Gözleri doldu “Fast Car”ı seslendirirken.
 

 Yıllar sonra yine eskisi gibi devam edenlerden yana bereketli bir zaman dilimindeyiz 2024’ün ilk ayları (şimdi yazıyı buradan okuyanlar için 20242ün son ayları) itibaryla.

90’ları 2000’lere bağladığımız günlerden başlayarak pop yıldızlığı mertebesinin yüksek irtifalarını mesken edinmiş Justin Timberlake geri döndü mesela. Bu sene yeni albümü “Everything I Thought It Was” çıktı.

“Selfish” adlı yeni şarkısında bol bol dans ederek beni hatırladınız mı dedi. Timberlake’i en son altı yıl evvelki doğa dostu albümü “Man of the Woods”ta bırakmıştık hatırlarsanız. (Bir de trafik polisine yakalandı bu sene. Fakat o ayrı bir konu.)

Timberlake’le aynı dönemlerde, nu metal furyasının arasından sıyrılıp gelen Incubus ise bu aralar yeni bir albümle değil de 2001 albümleri “Morning View”ün 23. yaşına özel bir yeniden kayıtla meşgul. Birkaç senedir albümün 20. yaşını kutluyorlar (nedense?). 

Brandon Boyd’un neden albümü yeniden kaydettiklerine dair bir uzun açıklaması da mevcut Incubus sosyla medya hesaplarında. Bu yazının bünyesinde ise yaptıkları yıllar sonra yine eskisi gibi mi sorusuna hiç yer bırakmadan, albümü aynı ama farklı hale getirip sunmak olmuş. Bu sık başımıza geliyor. Ekseriyetle albümleri üzerindeki telif hakkı sorununu ortadan kaldırmak için, haklarını bizzat alabilmek için yapıyor müzisyenler.


Başlıkta görür görmez hatırlayanlar olmuştur doğal olarak, “yıllar sonra, yine eskisi gibi” Kargo’nun ilk dönem şarkılarından biriydi. Koray Candemir’siz döneminden. 'Reunion'ı yapılmayan dönemden. Vokalde Deniz Aytekin’in olduğu Kargo.

Yıl içinde Kargo’ya saygı albümünden şarkılar teşrif ettikçe, yaşı yetenler bir başka dönemi yad edip durdu derginiz yeni sayısına hazırlanırken. Amerikan diyarlarda da The Black Crowes 15 yıllık bir aradan sonra Chris ve Rich biraderlerin barışmasıyla yeni bir albüm kaydetti. 
Adı “Happines Bastards”.


Müzik dünyasında bir devri daim var, eskiyi yeni kılmak, yenilemek, yeniden yaşamakla ilgili malumunuz. Seviliyor ve üstelik para da ediyor. Dinleyici olarka da yaşlar ilerleyince hiç itiraz edesi kalmıyor insanın bu durumlara. 
Yıllar sonra yine eskisi gibi olsun istiyor insan. İnsan işte, isteyip duruyor bir şeyler, olur olmaz.

(Milliyet Sanat'ın Mart '24 sayısındaki Müzik Kutusu adlı köşemden alıntıdır.) 

Yorumlar