Bir Led Zeppelin değil ama...

Henüz 20’li yaşlarının başlarındaki dört gençten kurulu Greta Van Fleet, ilk albümleri “Anthem of the Peaceful Army” ile son ayların, rock’ın büyük abilerinden Led Zeppelin’i fazlasıyla andırmalarıyla da son bir yılın çok konuşulan, çokça da eleştirilen gruplarından biri oldu.



İyi müzik bir şekilde dinleyicisini buluyor. Çatlaklardan sızıyor, biraz promosyon ‘gazıyla’, biraz doğru hamlelerle de desteklenirse, ummadık taş kulak bayram ettiriyor. Peki, o iyi müzik fazlasıyla başka bir iyi müziği andırıyorsa? Orada, tam bu his peyda olduğunda insanı çok fena ikilemde bırakan ciddi bir dert baş gösteriyor; bu iyi müzik, güzel şarkılar, iyi grup, güzel ses, neredeyse tamamen daha önce yapılmış bir şeyi yapıyor, bir yemek tarifini alıp bir de kendi pişiriyor. Tarif nefis, uygulama da güzel. Dinlemeyecek miyiz?




Cevabınız hayır, daha önce yapılmışı varken bunu neden dinleyelim minvalinde ise, sizi fazla iyimser bulduğunu beyan etmek ister bu satırlar. Zira 2019’un ilk düzlüğünde olduğumuz şu zaman diliminde, daha önce yapılmamış bir şey bulmak samanlıkta elma aramaya benziyor. Biri düşürmüşse es kaza, belki samanlıkta bir elma bulabiliriz. Asri zamanlarda eskeriyetle daha önce yapılmış üzerinden bir varyasyona giden ‘yeni’ şeyler bize pazarlanıyor.
Hiç böyle bir şey dinlememiştim daha önce dediğimiz şeyler, ekseriyetle daha önce yapılmış, ama ya tam birebir bu şekilde yapılmamış, ya da bizim daha önce kulağımıza çarpmamış müzikler oluyor. Müzik dünyasına yeni değil de sizin için yeni oluyor. İstisnalar var elbette, ama genellemeler yapmadan konuyu Greta Van Fleet’e bağlamak güç, o yüzden istisnaları ayakta alkışlayıp konumuza devam edelim.

Kiszka kardeşler, Josh, Jake ve Sam (grubun, sırasıyla vokal, gitar ve bas sorumluları) tarafından kurulan Greta Van Fleet, davulcu Danny Wagner’in katılımıyla şu anda bildiğimiz nihai şekline kavuşmuş gencecik bir rock grubu. Kardeşlerin birlikte müzik yapmasından, birlikte müziği öğrenmesinden kaynaklı takdir edilesi bir akıcılıkta, uyumda bir performansları var. ülkemizde konser vermemiş olsalar da (henüz), Youtube’da yeteri kadar materyal var bu durumu bizzat gözlemleyebileceğiniz.


Gitarlı müziğin, hayranları çok dillendirmek ya da kabullenmek istemese de, müzik piyasasında ikinci plana atıldığı, klasik anlamda rock gruplarının sıklıkla sadece nostaljik görüldüğü büyük resimde 22 yaşındaki ikiz kardeşler Josh ve Jake ile 19’luk küçük kardeşleri Sam giriştiği şey dikkat çekici. Hayır, klasik anlamıyla rock grubu gibi görünen, tınlayan, bu yola baş koyan ilk asri zaman grubu onlar değil tabii ki. Ama bizzat yaşıtları tarafından dinlenen,
Spotify’da ilgi gören, rapper’larla, DJ’lerle ve elektronikayı geç keşfetmiş indie yıldızlarıyla dolu festival kadrolarına dahil olup, kendilerini ellerinde akıllı telefonlarla doğmuş, büyümüş kuşağa dinletmeyi başarmak gibi önemli bir detayları var. Tek sorunlarıysa Led Zeppelin.



Greta Van Fleet çocukları dinler dinlemez söyleyeceğiniz ilk iki kelime Led ve Zeppelin. Bu sırayla söylemenizde fayda var, zira Zeppelin Led kulağa o kadar iyi gelmiyor – aklınızda bulunsun. Ve bu benzerlik, görünüşe göre grubun adını duyurması aşamasında bizzat keyifle kullanılan bir promosyon açısı olmuş. Onlar doğrudan sadece Led Zeppelin’e benzetilmekten hoşlanmasa da, piyasanın ileri gelenleri bu benzerliği (ki evet çok benziyorlar) hem bir dikkat çekme cevheri, hem de tam günümüz sosyal medya kullanımına uygun bir tartışma noktası olarak görmüş.
Bu çalan Greta Van Fleet mi Led Zeppelin mi sorusunun sorulduğu Youtube eğlenceliklerinden, ciddi ciddi çocukları yerden yere vuran ciddi müzik yayınlarına, on numara bir reklamın iyisi kötüsü olmaz vakası. O arada kulaktan kaçan şeyse Greta Van Fleet ismi altında işiteceğiniz müziğin kötü olmadığı. Genç, sıkı bir rock grubu ‘çatır çatır’ çalıyor. Solistleri Robert Plant’ten kinayeli kelamlar işitecek kadar onun sesini adırsa da, sırf andırmayı başarabilecek kadar söyleyebildiği için bile dikkat çekiyor. O andırmadan kurtulursa kim bilir neler yapar dedirtiyor. Keza grubun diğer üyeleri için de geçerli bu.

Led Zeppelin’in sıklıkla kadim blues şarkılarını araklamakla suçlandığı, Rolling Stone gibi hatırlı dergilerce yerden yere vurulduğunu, ama o blues şarkılarından kendilerine has bir tarz, duyar duymaz tanıyacağınız bir ses yakalamayı başarıdığı ve tarihe geçtiğini düşünürsek... Bu Greta Van Fleet çocuklara da biraz zaman tanımaktan hiç zarar gelmeyeceğinde anlaşabiliriz. Anlaşabiliriz değil mi?


Yorumlar