Hayat harikulâde, hayat garip


80'li yıllardan yadigar en güzel şarkılardan birinin, 'Wonderful Life'in sesi Colin Vearncombe, yani çok daha iyi hatırladığımız adla Black, geçirdiği trafik kazası sonucu girdiği komadan çıkamadı ve 26 Ocak'ta vefat etti. İngiliz sanatçının o unutulmaz şarkısı eşliğinde okuyabileceğiniz birkaç satırımız var.

Sabaha karşı uçağına yetişmek üzere arabasıyla havalimanına doğru yol alırken geçirdiği trafik kazası sonucu başından ağır yaralanan 53 yaşında bir adam. Saçına sakalına ak düşse de seneler öncesinden anımsanan bir yüz. Liverpool'da doğmasına rağmen İrlanda'ya yerleşmiş, yakında büyükbaba olacak. Onu yalnız bırakmayan hayranlarının internet üzerinden verdiği maddi ve manevi destekle kaydettiği son albümü 'Blind Faith' çıkalı 8 ay geçmiş. Planları var, daha yapılacaklar var...


Her türlü 80'ler karışık kasedine, ya da bugünlerde yaptığımız gibi 80'ler çalma listesine girecek şarkılardan biriydi 'Wonderful Life'. Söylediği tek bir şarkı, oynadığı tek bir rol, yazdığı tek bir kitapla hayatlarda yer edinen sanatçılar vardır. Hayatlarının devamında ya da öncesinde başka güzel 'ürün'ler verselerde o teklikle hafızalarda yer edinir, o 'tek'e öyle ya da böyle hapsolurlar. Black olarak tanıdığımız Colin Vearncombe da bu isimlerden biriydi.

14 albümlük kariyerinin son durağı geçtiğimiz sene çıkan 'Blind Faith'ti. Gayet güzel eleştiriler de almıştı albüm. Tabii ki hiçbir zaman ticari anlamda 1987'te çıkan ve onu biz dahil sayısız ülkede 'liste başı'na taşıyan albümü 'Wonderful Life'ın başarısı tekrarlanmıyordu. Ama bunu pek dert ettiği de yoktu aslına bakarsanız. Pop yıldızlığı zaten çok da ona göre değildi.

Siyah beyaz bir kare

1981'de resmen müzik hayatı başladı. Yaptığı şarkılar alaka gördü ve büyük plak şirketlerinden WEA ile anlaştı Colin ve arkadaşları. Plak şirketlerinin bugünün aksine fena halde 'ne derse o' günlerdi, işler istedikleri gitmedi ve kısa süre sonra şirket tarafından tabiri caizse kapının önüne konuldular. Colin'in hiç beklemediği yerden çıkan bu soru, hayata dair kendi içinde birtakım başka soruları da beraberinde getirdi. Cevapları yazdığı 'Wonderful Life' adlı şarkıda buldu. Ne ağlamaya ne de gülmeye, ne kaçmaya ne de saklanmaya gerek var, hayat harikulâde, hayat garip şeklinde türkçeleştirebileceğimiz sözleri etrafına ördüğü şarkıyla şeytanın bacağını kırdı. 80'lerin abartılı renklerle bezeli pop müzik akışına siyah beyaz bir kare girdi. Pek de iyi etti.


'Sweetest Smile', 'Everything's Coming Up Roses' gibi şarkıları da 'Wonderful Life'ın isim babalığı yaptığı ilk Black albümünü unutulmaz kıldı. Belli bir döneme ait, o dönemin müzikal formlarını ihtiva eden ama yıllar içinde kolayca göz ardı edilemeyecek albümlerden biriydi Black'nki. Öyle de oldu. Akabinde 'fena değil' mertebinde başarılı birkaç albüm daha kaydetti. Kendi plak şirketini kurdu, evlendi, 3 çocuğu oldu, şiirleri kitap olarak yayımlandı, resim yapmaya başladı, tabloları sergilendi. Tekrar asla bir 'pop yıldızı' olmadı fakat ne saklandı, ne de kaçtı.

Asla yalnız yürümeyeceksin

Liverpoollu olmasından kelli ölüm haberi 'asla yalnız yürümeyeceksin' notu da iliştirilerek verildi resmi Facebook hesabından. Geçirdiği kazadan itibaren düzenli olarak durumu hakkında bilgi veriliyordu sayfadan. Pek içaçıcı değildi haberler ama 2016'nın henüz ilk ayı bitmeden aldığımız onca müzisyen ölüm haberi arasında Black'inkinin olacağını tahmin etmiyorduk. Her yeni şarksıını merakla beklediğimiz, her yeni albümünü takip ettiğimiz isimlerden biri de değildi Black. Ama sesiyle, en başta da 'Wonderful Life' ile hayatlarımıza dokunabilmeyi başarmıştı. Hakkını teslim etmek boynumuzun borcu.



Yorumlar