Büyük sır nihayet açığa çıktı!


2013'ten bir yazı, "The Next Day"in çıkışı şerefine heyecanla yazılmış Bowie hakkında cümlelerim. Milliyet Sanat dergisinde yayımlanmıştı. Ölüm haberini, daha doğrusu geldiği gezegene geri döndüğü haberini aldığımız günde okumak tuhaf bir deneyim oldu bizzat yazdığım satırlar olmasına rağmen. Elveda Bowie...

Emekli olduğuna ısrarla inanmak istemeyen iflah olmaz David Bowie hayranlarının bile ondan yeni bir albüm geleceğine dair ümitleri körelmeye başlamıştı. Bowie’den 2003’te çıkan “Reality”den beri yeni bir stüdyo albümü gelmemişti. Ta ki Bowie, 8 Ocak günü kendi doğum günü partisinde bir sürpriz yapıp, elinde yeni şarkısı “Where Are We Now?” ve martta çıkacağı duyurulan yepyeni stüdyo albümü “The Next Day”in müjdesiyle gelene dek.

Günün, sanatçıların yeni bir albüm kaydettiğinin, hatta albüm şöyle dursun (evet, şöyle) yeni bir beste için ilham perileri tarafından ziyaret edildiğinin haberini bile anında aldığımız pek sosyal ve pek ‘ağ’ şartları altında David Bowie, kulağa neredeyse imkansız gelen bir şey yaptı. Sessiz sedasız, Soğuk Savaş fonunda geçen casus filmlerini andıracak bir gizlilikle, yeni şarkılarını kaydedip “The Next Day” adı altında bir araya getirdi. Ve bundan gerçekten kimsenin (albümün kayıtlarında hazır bulunanlar hariç) haberi olmadı. Öyle ki, sadece sıkı takipçileri değil, Sony Müzik’in patronundan, “Where Are We Now?”u iTunes üzerinden önsiparişte görene kadar duruma uyanamayan müzik endüstrisinin yön belirleyicileri de dahildi bu ‘kimse’lere.


Duymadım, bilmiyorum

Bu sırrı tutmaya mecbur kalanlar da olmuş habersizlerin yanında. Albümde gitar çalan (Bowie olmazsa olmazlarından) Earl Slick geçtiğimiz yılbaşı Guitar Player dergisine kapak olur. Konu, onun Bowie ile çalışmaları, onun şarkılarına attığı sololar, onun şarkılarında kurduğu gitar cümleleridir. Lakin, Earl Slick’in önünde fazlasıyla sıkıntı verici bir sorun vardır; Bowie ile yaptığı çalışmalardan başka neredeyse hiçbir şey konuşamadığı bu röportajda, kayıtlarında penasını gitarının telleriyle temas ettirdiği 2013 model Bowie albümüne dair tek bir kelime bile etmesi tabiri caizse yasaktır. Benzer sıkıntıları yaşayan prodüktör Tony Visconti, yeni bir albümün martta çıkacağı haberi resmen duyurulduğunda şöyle bir tweet girer resmi Twitter hesabından: “2 yıllık sessiz kalma mecburiyeti sona erdiği için öyle rahatladım ki”

Bowie, kariyerinin ilk günlerinden beri sahip olduğu o müzik dünyasının eğilimlerini önceden fark etme içgüdüsünü hiçbir şekilde kaybetmemiş. 8 Ocak günü yeni şarkısını internet alemine bıraktı, ve çekilip arkasına yaslandı. Sonrasını müzik blogları, Bowie hayranları, Bowie’nin ne yaptığını merak edenler, Bowie’nin doğum günü vesilesiyle bir iki kelam etmek isteyenler, Twitter kullanıcıları, Facebook iletileri ve Youtube linkleri halleti. Çağın yığınla para harcanarak ‘viral’den medet uman sosyal medya taktikleri, söz konusu şey Bowie kültü olunca, kendiliğinden işleyiverdi. Gönüllü, ve epeyce de kalabalık bir ordu, canı gönülden hislerle bu yeni şarkıyı paylaştı, dinledi, dinletti. Hal böyle olunca single Bowie kariyerinin de en başarılı single’ları arasına kaşla göz arasına adını yazdırıverdi.

Tanık sandalyesinde Tony Visconti

10’un üzerinden Bowie albümünün prodüksiyonundan sorumlu müzik adamı Tony Visconti “The Next Day”in çıkış tarihi biz ‘fani’lere duyurulduğunda derin bir oh çekmenin yanısıra Bowie’nin röportaj vermeme kararı yüzünden, ‘dünyaya düşen adam’ın resmi sözcüsü makamına da atanmış oldu. Albümün epey ‘rock’ bir albüm olduğu beyanatında bulunuyor Tony Visconti. Bowie’nin ilk single için “Where AreWe Now?” gibi ‘ağır’ bir şarkı seçmesine şaşırdığını söylüyor. Rock kelimesini duyunca şöyle bir irkileceklerin hayranların yüreklerini ferahlatmak istercesine de klasik Bowie ile yenilikçi Bowie’nin tam bir karışımını işiteceğimizi de ekliyor hemen.

“Genellikle her gün, öğleden sonraları bir iki şarkı üzerinde çalışıyorduk, onları şekle şemale sokup müthiş rock şarkıları gibi tınlamalarını sağlayarak.” diyor Visconti albümün ‘gizli’ kayıt sürecinin anlatırken. “Vokalleri daha sonra ekledik her zamanki gibi. ‘The Man Who Sold The World’den beri David’le böyle çalışırız. Ne ben, ne de o bu işleyişi değiştirmedi.”


“Heroes”un ertesi günü

Hem “Where Are We Now”dan, hem de albümün kapak görselinden anladığımız kadarıyla Bowie 1976-1979 arasını kapsayan ‘Berlin dönemi’ni yadetmekte “The Next Day”de. Tam olarak nasıl, özellikle müzikal anlamda, pek kestiremesek de, albümün kapağındaki şaşırtıcı fikir içimizden bir sesin “Heroes”un tek eksiği Brian Eno olan bir ‘devam filmi’nin geldiğini söylüyor. Visconti, epey rock bir albüm kaydettiklerini söylese bile, Ziggy Stardust ya da Tin Machine’den çok ‘Zayıf Beyaz Dük’ döneminin her notasına sindiği bir Bowie çalışması beklemek hata olmayacak gibi. Belki biraz glam, biraz “Reality”de kaldığı yerin devamı, belki bir doz da elektronik müzik, ama yine de haleti ruhiyesiyle Berlin havası soluyan, solutan bir albüm.

Albüm kapağını tasarlama görevini üstlenen Jonathan Barnbrook daha önce Bowie’nin 2002’de kaydettiği “Heathen” ve son stüdyo albümü “Reality”nin de kapaklarını hazırlamıştı. “The Next Day”in kapağı internete teşrif ettiği zaman kafalarda uyanan soru işaretlerine derman olma görevi bu yüzden Barnbrook’a kalmış. Barnbrook kendi blogunda (http://virusfonts.com/news) uzun uzun açıklama ihtiyacı hissetmiş ikonik Bowie fotoğraflarından birini gördüğümüz “Heroes”un kapağının üstünü kapatıp ‘ertesi gün’ yazma vakasını. Biz birkaç cümleyle özetleyelim; “Her şeyin daha önce yapıldığı bir alanda, böylesi bir fikrin ‘yeni’ olduğunu düşünmeye cesaret ettik.” Çıkış noktası bu olmuş Barnbrook’un. Pop ve rock müziğin ruhunun ânı yakalamak, bu âna ait olmakla ilişkisini geçmişi belirsizleştirerek (Bowie’nin nefis siyah-beyaz fotoğrafının üstünü örterek mesela) yakalamak istemiş. Ama ne kadar arzu edersek edelim geçmişi bir çırpıda yok sayamayacağımızı, hele bir de Bowie gibi bir sanatçıysanız, geçmişte yaptığınız her şey bugününüzü de tanımlamakta kullanılacağı için böyle bir ‘kapatma’dan iyisi olmazdı sonucuna varmış.

Sadece sen ve ben

“The Next Day”den kulağımıza çalınan ilk şarkı “Where Are We Now?” şöyle sözlerle noktalanıyor;

Güneş var oldukça, 
Yağmur var oldukça, 
Ateş var oldukça, 
Ben var oldukça, 
Sen var oldukça.

 Bu ‘sen’li, ‘ben’li dizeleriyle büyük hiti “Heroes”un sözlerini akla düşürüyor, yeni albümün kapağını da daha anlaşılır (ve manidar) kılıyor. Ama belki de daha önemlisi, yıllar boyu onu yalnız bırakmayan dinleyicilerine (ya da isterseniz hayranlarına diyelim) henüz işini bitirmediğinin ve henüz dünyamızdan ayrılıp geldiği gezegene dönmeye niyetinin olmadığının sözünü veriyor. Sözünü tutup tutmayacağından şüphe etmek mümkün mü?


Yorumlar