Imelda May'le başka çağın şarkıları
Bu akşam, BBC'deki programıyla akıllarda sağlam mı sağlam yer eden müzik adamı Jools Holland ve orkestrası, Marc Almond solistliğinde İstanbul'u Caz Festivali kapsamında iyi müziğe boğacak. Akşamın gizli kahramanı ise rockabilly olarak adlandırılan türün piri İrlandalı ses Imelda May olacak.
Kısa bir süre için günlük derdi tasayı, keyfi, düşünceyi bir kenara bırakıp 1950'lerin Amerika'sına gidelim. Tipik bir Amerikan kasabası. Eşi ona yeni bir mutfak araç gereci aldığında sevinçten havalara, bir daha yeryüzüne dönemeyecekmişçesine uçan anne, işinden ve ailesinden memnun, terfi almak üzere gün sayan baba ve biricik genç kızları. Ailenin hali vakti yerinde, kasabada ortam sakin. Ama bir dakika, evin kızı kasabanın bıçkın delikanlılarından biriyle mi görüşüyor yoksa?
Delinkanlı da havalı hani, kot pantolon üstü beyaz tişörtü, kollar kıvrılmış, saçlar pırıl ve pırıl arkaya taranmış, elden tütün mamülü eksik değil. James Dean ile genç bir Marlon Brando arası sularda yüzüyor. Kız abayı yakıyor, delikanlının yaşı, işi (otomotiv sektöründe çalışıyor diyelim) evi olup olmadığına bakmaksızın kaptırıyor gönlünü. Aile rahatsız, evin kızının hava karardıktan sonra dışarı çıkması yasak. Evin kızı ısrarcı, gözü de kara. Odasının camından aşağıya sarkıtıveriyor kendini ve delikanlıyla buluşup dansa gidiyorlar. İlk aşk, ilk dans, ebeveyne ilk isyan.
İrlandalı şarkıcı Imelda May'in müziği işte tam bu noktada devreye giriyor. Kızla oğlanın gittiği dans gecesinde çalan müzik tam da May'inki. Enerji taşıyor şarkılardan, kontrbasın bastığı notalar içi kıpır kıpır ediyor, kalp atışlarına hükmediyor. Birkaç saatliğine dünya o mekandan, o noktadan ibaret hale geliyor. Akıllar gidiyor, gönüller kaptırılıyor.
41. yaş gününden sadece 3 gün önce İstanbul'da sahnede olacak Imelda May Dublin doğumlu. İrlanda'nın geçirdiği en çetin günlerde, bombaların arka arkaya patladığı sokaklarda büyümüş. Şimdi o da bir kız çocuğu annesi, müzisyen aşkı ve aynı zamanda gitaristi Darrel Higham'la 14 yıla yakın zamandır birlikteler.
16 yaşından beri sahnede şarkı söylese de sınırlı bir kapsama alanı dışına adını duyurması epeyce vakit alıyor Imelda May'in. Kayıtlar yapıyor, dur durak bilmeden konserler veriyor ama İngiltere'ye taşınıp müzik dünyasının kalbine kan pompalayan ortamlara girmeden işler rayına oturmuyor. Ama tahmin edeceğiniz üzere bir kere oturdu mu da, arkası güzel geliyor.
Yazının başında, üç aşağı beş yukarı kafanızda canlandırmaya çalıştığımız yıllardan, tam da öylesi ortamlardan fırlamış bir modern pin-up kızı May. Rockabilly deniyor yaptığı müziğe; cazın altın çağı, blues'un tam, rock'n'roll'un ham hali bir arada, ve harıl harıl istişare halinde. 7 Temmuz akşamı hemen öncesinde sahne alacağı Jools Holland, May'in kariyerinde, adını duyurmasında büyük bir role sahip. Onun programı aracılığıyla önce İngiltere, ardından da Amerika May'in şarkılarından ve sesinden haberdar oluyor. Elektrikli gitarın en mühim ve kendine özgü isimlerinden Jeff Beck'le yaptığı kayıtlarla çıta daha da yükseliyor.
Günün müzikal trendlerinin uzağında, ama müziği niye sevdiğinizi bir kez daha hatırlatacak bir gece yaşayacak Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi. Bunda büyükçe bir pay da Imelda May'e ait olacak. Şimdiden planınızı yapmışsınızdır umarım, yoksa sonradan, biz duymadık, bilmiyorduk demenin vallahi hiç alemi yok.
Yorumlar