"Aynı konular, aynı kelime dağarcığı... Uykusu geliyor insanın" - bir Ian Anderson röportajı
Ian Anderson ve grubu Jethro Tull, yarım asırdır müzik yapıyor. Rock müziğe, 60’ların sonunda flütü de katarak giriştiklerinden bu yana çok gördüler, çok geçirdiler, nefis albümler kaydedip, muhteşem konserler verdiler. Ne şanslıyız ki biz de nasibimizi aldık hem Ian Anderson’ın solo konserlerinden hem de tam takım Jethro Tull konserlerinden. 2015’e de konserlerle başlayan Ian Anderson’la sohbet ettik, geçmişten günümüzden, onlardan ve bizden bahsettik.
Görmüş geçirmiş bir müzisyen olarak size yıllardır en çok yöneltilen sorulardan biri müziğe başladığınız 60’larla günümüz arasındaki farklar. İnsanlara, müziğe, düşüncelere dair nelerin farklı olduğu, nelerin aynı kaldığı. Peki sizin cevabınız yıllar içinde değişti mi bu soruya?
Hayır, pek değişmedi. 60’larda popüler müziğe ve rock’a ilham veren şeyler günümüzde de hâlâ geçerli. Tek büyük değişim teknolojik açıdan. Farklı şekillerde müzik yapılmasına imkan tanıyor teknoloji. Mesela artık illa -geleneksel anlamda- müziğe yeteneğiniz olması gerekmiyor. Blues ve erken dönem rock & roll’un etkisi büyüktü. Amerikalıların. Ama Avrupa’nın folk ve klasik müziği İngiltere’deki müzik camiasının gelişimini sağladı. Rock müzik her daim bir şekilde muhalif ve devrimciydi. Doğamızdaki asi tarafın hâlâ rock müzikle ifade edilebildiğini hissetmek, bilmek hoşumuza gidiyor. Bu bakımdan, söylemek muhtemelen gereksiz ama, bazı karikatüristlerin işlerinden çok daha tehlikesiz, daha saygılı ve sorumluluk sahibi.
Aynı konular, aynı kelime dağarcığı
Peki mevzubahis soruyu bir kez biz soralım, müziğe başladığınız günlerden bu yana en çok neyin değişimi dikkatinizi çekiyor?
Teknolojiyle birlikte müziğin sunumu, dinleyiciye ulaştırılma biçimi değişti: ‘Dijital devrim’. En az değişimse şarkı sözlerinde. Hâlâ aynı basit ve çocukça şeyler. Aynı konular, aynı kelime dağarcığı... Uykusu geliyor insanın.
60’ların İngiltere’sinde, bugün birer efsane olarak andığımız pek çok isim gibi siz de güzel sanatlar okudunuz. O günlerde güzel sanatlar okulları, istediğinizi ailenizi de ‘ne olacak bu çocuğun hali’ dedirtmeden yapmak için bir nevi icazet almak gibi miydi?
Zarif bir başkaldırıydı çoğumuz için. Müziğe kaçış için biçilmiş kaftandı. Aileler tarafından öyle pek onaylanmazdı aslına bakarsanız. Sadece gözlerinde okulu bırakıp bu işlere dalmaktan daha iyi bir şeydi.
Demokratik ve seküler bir hükümet
Türkiye’ye sayısız defa geldiniz, 25 yıla yakın bir süredir ülkenin farklı dönemlerinde farklı şehirlerinde konserler veriyorsunuz. Dışarıdan bakan bir çift gözle de olsa bizde nelerin değiştiğine dair de epeyce fikriniz vardır diye tahmin ediyorum.
Daha Avrupalı bir pozisyonu benimsediğiniz hissi var. Demokratik ve seküler bir hükümet idealdir. Ama gelenekleri, dini değerleri ve kültürü muhafaza etmek bir ülkeyi özel kılmak için hayati önem taşıyor. Londra mesela, muhteşem bir şehir. Fakat artık kimiz biz pek bilemiyorum. Bir ‘Londralı’ fikrinden bahsetmek artık mümkün değil. Dünyanın hemen her köşesinden gelen insanlar yaşıyor şehirde. Bu hem gücümüz, hem de zayıf noktamız.
İskoçya bağımsızlığa ‘hayır’ dedi birkaç ay önce. Oy kullandınız mı siz de?
İngiltere’de yaşayan bir İskoç olarak benim oy hakkım yoktu referandumda. Eğer olsaydı, ben de hayır diyecektim. Zira annem İngiliz, babamsa İskoç. Bu birliğin bir ürünüyüm.
Flüt bir heavy metal enstrümandır
Grubunuz Jethro Tull’un koskoca kariyerinin en çok hatırlanan, tabiri caizse kuşaktan kuşağa anlatılan olaylarından biri 1989’un Grammy Ödülleri’nde favori Metallica yerine sizin ‘hard rock/metal’ dalında ödül alışınız ve yarattığı tartışma...
İngiltere’deydim, gecenin bir yarısı telefonum çaldı ve Grammy aldığımız söylendi. Yeni albüm kaydındaydık. Ödüle aday oluşumuzla filan pek ilgilenecek halde değildik. Ödülün yarattığı tartışmanın farkına ertesi gün vardık. Bağlı olduğumuz plak şirketi ödülden sonra dergilere ‘flüt bir heavy metal enstrümanıdır’ şeklinde ilanlar vermişti. Aslına bakarsanız konserlerde çaldığım flüt yarım kilo civarı geliyor. Bunu biliyorum çünkü uzaya yanınızda flüt götürmek 15 bin dolarlık roket yakıtına mâl oluyor. (2011’de astronot Cady Coleman ile bir flüt düeti gerçekleştirmişti Ian Anderson)
Ian Anderson ve kediler... Başlı başına bir röportaj konusu olabilir. Neler olup bitiyor bugünlerde Ian Anderson ve kedigiller arasında?
Yılbaşında yeni bir yavru katıldı aramıza. Adını Samir koyduk. Tüm ilgi onun üzerinde yoğunlaşmış halde tabii. Evdeki diğer üç kedi de bu ilgiye tahammül etmek zorunda. Bir de yanlarına kızım Sundance Film Festivali’ne gidince onun kedisi eklendi. 6 haftalık bir mola verdik konserlere, Samir’in arkadaşlığıyla geçirdim günlerimi.
Adımı da bilseniz fena olmaz
Solo konserler veriyorsunuz şu sıralar. Ian Anderson olarak 1983’ten bu yana Jehtro Tull dışında da albümler kaydediyorsunuz. Mevzubahis solo işlerinizin göz ardı edildiğini düşündüğünüz oluyor mu? Sonuçta her halükarda Jethro Tull’ın Ian Anderson’ısınız.
Ama ben zaten Jethro Tull’ın Ian Anderson’ıyım! Gurur duyduğum 47 yıllık bir repertuar ve müzikal geçmiş. Ama tabii ölmeden önce adımı da bilseniz hiç fena olmaz. Bu yüzden iki kimliğimle de albümler kaydediyorum, elinde flütle şarkılar söyleyen o adamın adını Jethro soyadını Tull sananlara bir mesaj verebilmek için.
Son kaydınız ‘Homo Erraticus’us geçen sene çıktı. 2015’e konserlerle başladınız, devamı nasıl gelecek? Yeni bir Jethro Tull albümü mesela, beklemeli miyiz?
Yeni bir proje üzerinde kafa patlatıyorum bu aralar. Jethro Tull ama bir başka numarası var. Eylül’den beri ufak ufak konuşuyorum hakkında ama açık etmiyorum. Birkaç aylığına da olsa bir sırrınız olması eğlenceli şey. Bir de yaylı dörtlüsüyle yaptığım kayıt söz konusu. Ve bir şarkı sözü kitabı. Her zamanki gibi meşguliyet dolu günler beni bekliyor. Golfe ya da balığa merak sarmam için henüz çok erken.
Yorumlar