Voca People: "Hayat müziktir, müzik de hayat” #röportaj


70. yılını kutlayan Yapı Kredi’nin sponsorluğunda düzenlenen “Good Music In Town” konserleri kapsamında gayet ilginç konuklarımız vardı. Başka bir gezegenden geldiklerini söyleyen a capella / beatbox ekibi Voca People'a dair soruları projenin yaratıcılarından Shai Fishman cevapladı.



Nerelisiniz? Daha doğrusu, hangi gezegenden geliyorsunuz?
Voca gezegeninden geliyoruz.

Kulağa pek tanıdık gelmiyor, bizim sistemimizde değil galiba Voca?
Güneşin arkasında bir yerde kalıyor. Müzikle dolu, müziksever bir gezegen.

Nasıl oldu da dünyamızda buldunuz kendinizi?
Uzay gemimiz dünyaya mecburi iniş yaptı. Geri dönmek için gemiyi şarj etmemiz gerekiyor. Bunu gerçekleştirebilmek için de gösterilerimize katılan izleyicilerin yardımına ihtiyacımız var. Sahnelediğimiz gösteride Voca halkının öyküsünü anlatıyoruz; Voca gezegeninden gelen müziksever uzaylılar.

Ne kadar zamandır buradasınız peki?
5 yılı aşkın bir süredir. “Hayat müziktir, müzik de hayat” sloganımızla 25’in üzerinde ülkeyi gezdik, 1 milyon insana ulaştırdık gösterimizi.

Savaşma müzik yap

5 yılda epeyce yer görmüşsünüz, muhtemelen size ilginç gelen pek çok şeyle de karşılaşmışsınızdır...
Metro çok garip bir ses çıkarıyor. Ama tünellerindeki o rüzgar, ona bayılıyoruz biz Vocalılar. Cennetsel bir uyumda, güzellikte sesler çıkarabilme yeteneğine sahipken uyumsuz sesler çıkarıyor insanlar, bir de o dikkatimizi çekiyor.

Dünyamızla ilgili güzel ve çirkin şeylerle ilgili de bir fikir sahibi olmuşsunuzdur sanırım bu süre zarfında?
Dünyayla ilgili en güzel şey, müziğin ve yaratıcılığın zenginliği, çeşitliliği. Müziğin insanlara verdiği keyif ve mutluluk da öyle dikkat çekici ki... Ama dünya çapında paylaştığınız ortak noktaların yeteri kadar farkında değilsiniz. Çok fazla münakaşa ve şiddet var. Vocalıların insanlığa çağrısı: Savaşma, müzik yap!

Voca gezegeninde savaş, şiddet, adaletsizlik gibi illetler yok mu?
Hayır, yok. Ahenkli ve uzlaşmacı bir gezegen bizimkisi. Müziğin harikulade gücüyle gevşeyip, yaşantımızdan keyif aldığımız bir yer.

Kaptan Beat-On ve mürettebatı

Sahnede göreceğimiz ekipten bahsedelim biraz, bir lideri var mı mesela Voca People’ın?
Gemimizin bir kaptanı var, adı Beat-On. Beat-On ve kardeşi Scratcher (ki kendisi aynı zamanda bir tercüman) Voca People’ın müzikal yolculuğunu yönlendiriyor. Ekibin her elemanının kendine özgü bir rolü var. Bir araya geldiklerinde bu dünyadan olmayan bir armoni oluşturuyorlar.

Dünya üzerinde de çok sayıda vokal / a capella grubu mevcut. Voca People’ın, uzaydan gelmiş olmanız haricinde, farkı nedir peki?
Özgün bir a capella – beatbox performansı. Sadece şarkı söylemiyor aynı zamanda tüm enstrümanların da seslerini bizzat biz çıkarıyoruz. Bir büyük orkestra gibi, ama baş döndürücü ve yeni.

Mozart’tan Queen’e

Repertuvarı nasıl oluşturdunuz, hangi şarkıları hangi nedenlerle seçtiniz?
Mümkün olan en geniş ortak zemine oturtmak istedik repertuvarımızı. Dünyanın her yerindeki insanların aşina olduğu popüler müziklerden seçtik. Zira müzik, insanlar ve kültürler arası bağ kurmakta çok mahir. Gösteriye gelenler büyük ihtimalle tüm şarkıları ve temaları biliyor olacak. Ama şarkıların baştan sona icra edileceği bir şov da beklemesinler. Çeşitli temalardan hareketle bir araya getirip aranje ettiğimiz 80’den fazla şarkı işitilecek. Mozart’tan Queen’e, Madonna’dan Michael Jackson’a uzanan bir çeşitlilikte. Hatta Lady Gaga bile var bu seçkide.

Bu arada dünyamıza ‘düşen’ bir başka uzaylı da David Bowie, onunla herhangi bir münasebetiniz oldu mu?
Maalesef olmadı. Ama çok isterdik... Bir keresinde Sting’le sahne almıştık. Biliyorsunuz o da ‘buralardan’ değil, kendisi bir ‘Englishman In New York’ (New York’ta bir İngiliz).

Türkiye konserleri için özel bir şeyler düşündünüz mü, belki bir sürpriz?
Gösteriye gelip kendiniz görmelisiniz bunu. Müzik ve mizah dolu, heyecan verici, büyülü bir akşama davet ediyoruz sizi. Her performans kendine özgü, eşi benzeri olmayan bir deneyim demek. Çünkü her defasında farklı bir kitleyle karşılıklı etkileşim içinde oluyoruz.

Yorumlar